Güneş Sistemimizin Uzaktaki Kalbi: Plüton | Bilimya

Plüton, 2006’dan itibaren Kuiper Kuşağı’nda yer alan bir cüce gezegen olarak tanımlanıyor. Ancak biz ona Güneş Sistemi’mizin en büyük cüce gezegeni demeyi tercih ediyoruz.

Plüton, Amerikalı astronom Clyde Tombaugh tarafından 18 Şubat 1930 tarihinde Lowell Gözlemevi’nde yapılan bir gözlem sırasında keşfedildi. Tombaugh, fotoğraf plakaları üzerinde yaptığı karşılaştırmalı gözlemler sonucunda, bir noktanın zamanla hareket ettiğini fark etti. Bu hareket, Plüton’un varlığını gösteriyordu. İsmini 11 yaşındaki Venetia Burney’in önerisiyle alan Plüton, mitolojide bir Yunan tanrısı olan Hades’e eşdeğer kabul edilen Roma tanrısı anlamına geliyor.

Plüton, Güneş’ten yaklaşık 3,6 milyar mil uzaktadır ve çoğunlukla nitrojen, metan ve karbon monoksitten oluşan ince bir atmosfere sahiptir. Sıcaklığı ise ortalama -387°F (-232°C) olup, yaşamın sürdürülmesi için çok soğuktur. Plüton’un yörüngesinde bilinen beş uydusu vardır ve bunların en büyüğü Charon’dur. Charon, Plüton’un yaklaşık yarısı büyüklüğündedir ve bu da onu güneş sistemimizde yörüngesinde döndüğü gezegene göre en büyük uydu yapar. Plüton ve Charon genellikle “çift gezegen” olarak adlandırılır.

Yarıçapı 715 mil (1,151 kilometre) olan Plüton, Dünya’nın yaklaşık 1/6 genişliğindedir. Eğer Dünya bir nikel büyüklüğünde olsaydı, Plüton yaklaşık bir patlamış mısır çekirdeği kadar büyük olurdu. Ayrıca Plüton’da bir gün yaklaşık 153 saat sürer.

Plüton’un Güneş etrafındaki yörüngesi gezegenlere kıyasla sıra dışıdır: hem eliptik hem de eğiktir. Dönme ekseni Güneş etrafındaki yörüngesinin düzlemine göre 57 derece eğiktir, bu nedenle neredeyse yan döner. Plüton aynı zamanda geriye doğru bir dönüş sergiler; Venüs ve Uranüs gibi doğudan batıya doğru döner. Aşağıdaki görsel, Plüton’un bu ilginç yörüngesini gösteriyor:

 

Plüton’un Kalbi

Aşağıdaki görsele dikkatlice bakarsanız siz de Plüton’un kalbini görebilirsiniz. Sputnik Planitia olarak bilinen bu bölge, buzlu bir nitrojen ovası ve rüzgar dolaşımını sağlayan yer. Gün boyunca bu nitrojen buzunun ince bir tabakası ısınır ve buhara dönüşür. Geceleri, buhar yoğunlaşır ve bir kez daha buz oluşturur. Her bir dizi,Plüton’un etrafına nitrojen rüzgârları pompalayan bir kalp atışı gibidir.

Ayrıca “Star Trek” ve “Star Wars” evrenleri Plüton’un büyük ayı Charon’ın belirli bölgelerine isim olarak ilham oldu. Enterprise’ın kaptanı James T. Kirk, Mr. Spock,  Mr. Sulu ve Lt. Uhura gibi karakterlerin isimlerini aşağıda kraterleri gösteren haritada bulabilirsiniz.

Plüton, uzun süre güneş sistemimizin dokuzuncu gezegeni olarak kabul edildi. Ancak Kuiper Kuşağı’nın daha derinlerinde benzer ilgi çekici dünyaların keşfinden sonra, küçük Plüton bir cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırıldı.

Yeterli Değil

21. yüzyılın başlarında, gökbilimciler Plüton’dan daha büyük ve ağır olan Sedna, Eris, Makemake gibi cisimleri keşfetmeye başladılar. Bilim dünyası, bu yeni keşfedilen cisimlere gezegen statüsü verilip verilmemesi konusunda tartışmalara girişti. Ağustos 2006’da, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) bir toplantı düzenledi ve bu toplantıda bir gökcisminin gezegen olarak kabul edilebilmesi için üç kriter belirlendi. İlk olarak, cismin Güneş etrafında düzenli bir yörüngeye sahip olması gerekiyordu. İkinci kriter, cismin küresel bir şekil oluşturmasıydı. Üçüncü kriter ise çevresindeki diğer cisimleri temizlemiş olmasıydı, yani kütlesel çekimiyle yörüngesindeki enkazı temizlemiş olmalıydı. Plüton bu kriterleri karşılayamayarak gezegen statüsünü kaybetti.

Bir gökcismi için “gezegen” statüsünü kazanmak için Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) tarafından belirlenen üç temel kriter bulunmaktadır. Bu kriterler, bir gökcisminin gezegen olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan özellikleri tanımlamaktadır:

  1. Güneş Etrafındaki Yörünge: Bir gökcismi, doğrudan Güneş’in çevresinde dönmelidir. Yani, bir yılda en az bir tam tur yapmalıdır.
  2. Küresel Şekil: Bir gezegen, kendi kütle çekimi tarafından belirlenen bir şekle sahip olmalıdır. Yani, yuvarlak veya küresel bir şekle sahip olmalıdır. Bu, gezegenin kendi kütle çekimi altında en küçük enerji durumuna geçtiği anlamına gelir.
  3. Yörüngesindeki Diğer Cisimleri Temizleme Yeteneği: Bir gezegen, yörüngesinde diğer kütlelere karşı gravitasyonel olarak baskın olmalıdır. Bu kriter, gezegenin yörüngesinde diğer cisimleri temizleyebilecek kadar büyük olması demektir.

Cüce gezegenimiz her ne kadar ilk iki kriteri karşılasa da yeterince büyük olmadığı için yörüngesindeki diğer cisimleri temizleyememektedir. İşte Plüton bu nedenden dolayı artık gezegen olarak tanımlanmıyor.

Yaşam İçin Bir İhtimal

Plüton’un yüzeyi son derece soğuktur, bu nedenle orada yaşamın var olması pek mümkün değildir. Bu kadar soğuk sıcaklıklarda, bildiğimiz yaşam için hayati önem taşıyan su, esasen kayaya benzer. Ancak Plüton’un içi daha sıcaktır ve bazı araştırmacılar Plüton’un derinlerde bir okyanus bile olabileceğini düşünmektedir.

Son olarak Plüton’da ufak bir gezi yapmak için şu adrese gidebilirsiniz: https://science.nasa.gov/dwarf-planets/pluto/

 

Kaynaklar:

https://www.space.com/43-pluto-the-ninth-planet-that-was-a-dwarf.html

https://science.nasa.gov/dwarf-planets/pluto/facts/

https://www.space.com/30139-pluto-charon-kirk-spock-vader-names.html

Görsel Kaynaklar:

bobthealien.co.uk.

https://science.nasa.gov/dwarf-planets/pluto/

https://www.space.com/29559-pluto-moons-weird-orbit-chaos.html

 

Merve Nur Yaşar

time machine driver



Hakkımızda

Bilimya sitesi, İbni Sina Sağlık Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş bir popüler bilim sitesidir. Sitemizde paylaşılmış tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki hiçbir yazı kaynak belirtmeksizin başka bir platformda paylaşılamaz.



Bizi Takip Edin


@2020 Tüm Hakları Gizlidir.