
Günümüz modern dünyasının çarpıcı gerçeklerinden biri dinin ve din değerlerinin tolumsal hayatta az bir yer kaplamaya başlaması ve ötekileştirilmesidir. Bu ötekileştirme bir bakıma sekülerizm furyası olarak nitelendirilip dışında var olan kesim dindar ve muhafazakâr suretiyle barınmaktadır. Sekülerleşme insanın var oluşsal anlamını aramak ve var olan değerleri ise sorgulamakla başlamaktadır. Zamanla belirginleşmeye mazhar olan bu furya batı dünyasında ‘nihilizm’ adıyla anılan ve giderek yaygınlaşan düşünceyi doğurmaktadır. Nihilizm, hiçlik sorgusu nezdinde evrenin ve insanın özünde anlamsız olduğunu öne sürmektedir. Her düşünce ve değeri tamamen reddetmemekle birlikte ahlak kuralları bu görüşte insan yapımı olarak addedilir. Ahlak olgusu bu bağlamda herhangi bir mutlakiyet taşımamaktadır. Hristiyanlık ise nihilizmin dönüşümünü topluma mal etmeden, Nihilizmi felsefe ile bağdaşlaştırmadan ele almaktadır. Tam olarak bu noktada Hristiyanlık nihilizmi bir araz olarak kabul etmekte ve onu kişilerin maneviyat ile ilgili deformesi olarak görerek reddetmekte.
Bu yazımda Hristiyanlığın seküler- dini ayrımı noktasında nihilizmi bir araz olarak reddetme hususunu ele alarak bu durumun toplumsal düzlemde nasıl bir çözüm sunacağı üzerinde işlenecektir.
SEKÜLERLEŞME
Sekülerleşme bireylerin yahut toplumların sosyal yaşamda ve yaşam idame ettirirken diğer tüm faaliyetlerde dünyevi arzularının uhrevi arzularından baskın karakterde olmasıdır. İnsan yaşamının kapsama alanında olan dünyevi faaliyetlerin giderek uhrevi faaliyetleri bastırmasıdır. Kişilerin inançları yahut kurumsal normlar anlamında kutsal olan her pratiğin, bilimsel olan her pratiğe yenilgisidir. Başka bir bakış açısında sekülerleşme çıkarımlarından biri; din toplumsal olarak değil bireysel olarak yaşanmalıdır. Bu ideaya göre inançlar topluma mal edilemez. Her bireyin kendine ait ve uygun dini düşünceleri ve yaptırımları vardır. Bu bakış açısında toplumlar ele alınarak siyaset ve devlet yönetimi de sekülerizme kapı açmalıdır. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması da sekülerizm yoncasının bir yaprağıdır. Tarihsel bağlamda 18. yüzyılda Aydınlanma çağı kültürel hareketinde ortaya çıkan bir akımdır. Aydınlanma çağında yaşanan düşünce özgürlüğü dini tolerans olarak ön plana çıkmıştır. Eşitlik ve her bireyin kendi özgürlüklerini öne çıkarmasıyla birlikte sekülerizm daha da güçlenmiştir. Bireyler bu bağlamda kendi din olgularına düşünsel anlamda sentezleyerek karar vermiş, düşünsel özgürlük bireylerin sekülerizmine zemin hazırlamıştır. Sanayileşme ile birlikte zihinlere yerleşen modernizm, insanların yaşam tarzlarına etki etmekle birlikte birçok kavramında hayatlarına yerleşmesine neden olmuştur. İşte sekülerleşme bu kavramlardan ilkidir. Sekülerleşme zamanla dinin ve dine ait unsurların, batıl inançların, toplumsal düzeydeki bilinirliklerinin ve topluma etki güçlerinin göreceli bir şekilde azalması olmuştur. Bu durum bağıl olarak bireyleri bağımsızlaştırmıştır. Bağımsızlık bağılında bireyler bireysel yaşama atılmışlardır. Bu durumda toplumlar değer kayıplarına ve manevi deformasyonlara gebe kalmıştır.
HRİSTİYANLIĞIN SEKÜLERİZMİ NİHİLİZMİN BİR ARAZI OLARAK GÖRMESİ
Hristiyan anlayışı nihilizmi bir araz olarak görmektedir. Araz kelimesinin karşılığına baktığımız zaman araz, bozukluk anlamına gelmektedir. Bir sorunun teşekkül etmesidir. Hristiyanlık da nihilizm düşünsel bir akım, düşünsel bir ürün olarak değil insanın ruhsal problemi, psikolojik deformesi, içsel çöküşü olarak kabul görür. İnsan tanrı ile bağını kopardıkça bu sonuca ait olmaktadır. Kişi inanç değerlerinden uzaklaştıkça yaşam anlamını ve amacını yitirerek değerler ve varoluşsal anlamını çökertir. Bahsettiğimiz sekülerleşme süreci nihilizmi meydana getirmektedir. Bu hallerde cevabı barındıran bir soru yöneltecek olursak; Hristiyanlık nihilizmi neden reddediyor? Bunun nedeni insanın gerçek anlamının Tanrının öğretilerinde var olduğudur. Hristiyan bakış açısına göre Tanrıya olan inancımız, bireyi ve toplumu ahlaki normlarla donatmakla kalmaz, aynı zamanda insan yaşamına bir amaç, neden – sonuç, anlam ve en önemlisi huzur katmaktadır. Nihilizm öğretisi insana “Hiçbir şeyden, hiçbir şey çıkmaz” ideasını aşılar. Bu tez nihilizm savunucusu bulunan kitlenin hiçbir şeye inandığına atıftır. Hiçbir şeye inanmak ise bir şeye inanmaktır. Hristiyan inançta ise bir tanrı, kutsal kitap ve kurtarıcı figürü vardır. Teslis inancına dayanan bu din, hiçbir şeye tamah etme noktasında nihilizm ile tezattır. Tanrının varlığını kabul etmek, nihilizmin ortaya attığı hiçlik ve yokluk duygusundan sıyrılmak kişiyi bir manaya itmektedir. Nihilizmin kişide yarattığı içsel boşluk inanç sistemine dahil olarak doldurulmalıdır. Kişinin var oluşsal sürecinde bir yaratıcı figürü ve inanç isteği ile birlikte nihilizme dayanan birçok argüman Hristiyanlık bakış açısıyla ters düşmektedir ve buna bağlı olarak Hristiyanlık nihilizmi reddetmektedir. Hristiyanlık, insanın varoluşsal anlam ve amacını Tanrının varlığında var olduğunu savunur. Bu ise insan fıtratının temel gereksinimlerinden biridir. İnanmak, var olanı bulmak, fıtratta gereksinim duyulan boşluğu tanrı figürüyle doldurmak Hristiyanlık için temel prensiptir.
HRİSTİYANLIKTA DİNE BAKIŞ
Hristiyanlık, insanların içsel bir bozukluk ve araz doğduğunda bu sorunu manevi bir alt yapı ve destekle aşılabileceğine inanır. Kişi deformasyonları aşabilmek için manevi bir dirilişe gereksinim duymaktadır. Öte yandan nihilizm bireylerin yaşamını anlamsız, manasız ve sebepsiz kılmaktadır lakin yaşamın bir amacı, bir gayesi ve boşlukların doldurulabilmesi insan ruhunun bir ihtiyacıdır. Nihilizm insanların yaşamları anlamsız ve değersiz görmesine yol açan içsel bir çöküş ve hiçliktir. Hristiyanlık ise içsel çöküşü tanrı ile buluşmaya bir fırsat, manevi yönelmeye bir araç olarak görmektedir. İnsan çöküşünü aşmak için tanrıya yönelmeyi gereksinim edinir. İnsanın varoluşunun amacı insanın yöneldiği tanrıdadır. Tanrıya inanmak, öğretilerine uymak insana anlam yükler ve değer katar.
Sekülerleşme ve nihilizm insan hayatlarında bir boşluk ve değersizlik duygusu yaratmıştır. Hristiyanlık bu boşluğu doldurabilmek için bir çözüm sunmaktadır; Tanrıyla ilişkinizi yeniden kurun. Tanrının varlığına inanmak insan yaşamına ve ruhuna değer ve anlam katmaktadır. Hristiyanlık insanın anlam arayışında kişinin içsel dirilişle bu boşluğu aşmasına ve gerçek anlamı bulmasına yardımcı olmaktadır.
SONUÇ: NİHİLİZMİN ARAZ OLARAK KABULÜ VE RED
Nihilizm insanın içsel bozukluğunu simgeler. Nihilizm içsel bir çöküş ve manevi bir hastalıktır. Nihilizm sekülerleşme sorununun bir sonucu olarak ortaya çıksa da, Hristiyanlık nihilizmi toplumsal bir değişim değil, ruhsal bozulma olarak görmektedir. Hristiyanlık insana Tanrının varlığıyla içsel çöküş ve ruhsal bunalım anında din dalını uzatarak var olanın kişiyi huzura ulaştıracağını aşılar ve hiçlik vardır ideasının bile bir varlıktan geçtiğini savunur. Nihilizm anlam arayışında bir çözüm yolu değildir, insanın benliğinden kaçıp, ruhunu ve zihnini durdurmayı amaçladığı hiçlik problemidir. Nihilizm insanın manevi sağlığının tehdit altında olduğu bir bozukluktur, arazdır.
Hristiyanlık insan yaşamına yüklenen anlamın tanrıyla var olacağını savunur. İnanç ile birlikte ruhun teslimiyeti ve maneviyatın zemini sağalanacaktır. Nihilizmin yarattığı boşluk ve hiçlik tezi yalnızca kişinin Tanrı ile olan manevi bağı kuvvetlendikçe kaybolacaktır.
Son olarak Hristiyanlık insanın varlık sorununu çözebilmek için ruhsal bir dirilişe yönelerek Tanrının rehberliğinde yaşamaya devam etmektedir. İnsan vardır ve var olanla yaşayacaktır. Hiçlik insana hiçbir fayda sağlamayacağı için araz olarak kalacaktır. Sekülerleşmeyle sosyoloji ve psikolojide beliren nihilizm ruhsal bir bozukluk ve arazdan başka bir şey değildir. Bireyler tanrı varlığını kabule ve manevi teslimiyete mazhar olarak yaşam deformasyonlarını, ruh çöküşlerini, hiçlik hastalıklarını tedavi edebileceklerdir. Hristiyanlık insanın varoluşsal anlamını ruhsal dirilişte ve tanrının rehberliğinde var olduğunu savunmaktadır.
KAYNAKÇA
The African Perspective (TAP), 2024. Religion and Nihilism. Erişim: https://www-tapmagonline-com, Erişim tarihi: 17.05.2025.
Dellaloğlu, B. F. 2022. Sekülerleşme Nedir?. Erişim: https://www.perspektif.online/, Erişim Tarihi: 18.05.2025.
Yaralıoğlu, Y. 2020. Sekülerleşme. Erişim: https://dinsosyolojisi.com.tr/, Erişim Tarihi: 16.05.2025.