Yapay Zeka Psikiyatri’yi nasıl dönüştürebilir? | Bilimya

tech05

Yapay zeka teknolojisi psikiyatride uzun zamandır kullanılmaktadır. İlk örneklerden biri, Massachusetts Institute of Technology’den Profesör Joseph Weizenbaum tarafından 1966’da yayınlanan bir bilgisayar programı olan ELIZA’dır. Kısaca; geliştirilen bu program, elektrikli bir daktiloda yazı yazan kişiyle etkileşime geçip, büyük harflerle cevaplar veriyordu. Yapay zeka alanında bir ilkti.

Yapay zeka’nın psikiyatride uygulanması Weizenbaum’un öncü çalışmalarından bu yana çok yol kat etti. Son zamanlarda yapılan bir araştırma, yapay zeka sisteminin, bir grup insanın içinden sadece bir tanesinde oluşan intihar düşüncesini ortaya çıkarmasını tespit etmiştir. Yapay zeka, bazı algoritmaları kullanarak 34 katılımcının (17 intihar düşüncesinde ve 17 mutlu) MR görüntülerini değerlendirmiştir. Sonuçta her iki gruptaki farkı %91 başarıyla ayırt edebilmiş ayrıca intihara teşebbüs etmiş olanları tespit etmede % 94 başarıya ulaşmıştır.



Vanderbilt Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, intihar riskini tahmin etmek için yapay zeka teknolojisini kullanmayı incelediler. 3.250’si intihar girişiminde bulunan 5.167 yetişkinin elektronik sağlık kaydını taramak için algoritmalar geliştirdiler. Hastaların intihar girişimlerinden 1 hafta ila 2 yıl öncesindeki verilerini gözden geçirirken, algoritmalar; tekrarlayan depresyon, psikotik bozukluk ve madde kullanımı gibi belirli intihar girişimlerini tarayarak tahminlerde bulundular. Algoritma, bir sonraki 2 yıl içinde bir hastanın intihar girişiminde bulunup bulunmayacağını öngörmede % 80, bir sonraki hafta içinde ise intihar girişimini öngörmede % 84 başarılıydı.

Yakın zamanda araştırmacılar, günlük konuşmalardaki değişiklikleri takip ederek, zihinsel sağlığın bozulmasına neden olabilecek ipuçlarını tespit edebilen bir yapay zeka sistemi geliştirdi.

Kaynak: Colorado Üniversitesi, Boulder

Yapay zeka alanındaki gelişmeler sayesinde, artık bilgisayarlar; doktorlara, hastalıkların teşhisinde destek olabilecek ve yüzlerce kilometre uzaklıktaki hastaların önemli hayati işaretlerini gözlemleyerek yardımcı olabilecekler.

Boulder’daki Colorado Üniversitesi araştırmacıları, yapay zekayı, psikiyatriye uygulamak için çok yoğun araştırmalar yapıyorlar. Hastaların zihinsel sağlık durumunu bir insandan daha iyi şekilde sınıflandırabilen, konuşma tabanlı bir mobil uygulama üzerinde çalışıyorlar.

Bilişsel Bilimler Enstitüsü’nde araştırma profesörü olan Peter Foltz; hiçbir şekilde doktorların yerini almaya çalışmadıklarını, ancak hastalarını daha iyi izlemelerine olanak sağlayacak araçlar yaratabileceklerine inandıklarını söylüyor.

Araştırmalara göre yaklaşık 5 ABD’li yetişkinden biri, vakitleri veya imkanları olmadığından, çoğu psikiyatriste veya psikoloğa erişimin zor olduğu uzak bölgelerde, zihinsel hastalıklarla yaşamaktadırlar.

Hastalar doktorları nadiren ziyaret etse bile, terapistler tanı ve tedavi planlarını, büyük ölçüde bir hastanın konuşmasını dinleyerek oluştururlar. Norveç’te Tromso Üniversitesi’nde sinirbilimci Brita Elvevåg

“İnsanlar mükemmel değil. Terapistlerin dikkatleri dağılabilir ve bazen konuşmalardaki hassas ipuçlarını ve uyarı işaretlerini kaçırabilirler ”dedi. “Ne yazık ki, zihinsel sağlık için belirleyici bir kan testi de yok.”

Kan testinin yapay zeka versiyonunun peşinde olan Elvevåg ve Foltz, zihinsel sağlığın azaldığını işaret eden, günlük konuşmadaki değişiklikleri tespit edebilen yapay zeka teknolojisini geliştirmek için bir araya geldiler.



Örneğin, birbirini mantıksal olarak takip etmeyen cümleler, şizofrenide kritik bir belirti olabilir. Sesin tonu veya temposundaki değişiklikler manik hastalıklar veya depresyonla ilgili ipucu verebilir. En önemlisi ise hafıza kaybı hem bilişsel hem de zihinsel sağlık sorunlarının bir işareti olabilir.

Foltz, “Kişinin kullandığı dil, zihinsel durumunu tespit etmek için çok önemli bir işaret” diyor. “Mobil cihazlar ve yapay zeka kullanarak, hastaları günlük olarak takip edebiliyor ve bu ince değişiklikleri izleyebiliyoruz.”

Geliştirilen bu yeni mobil uygulama, hastalara kendi telefonlarında konuşarak 5-10 dakikalık bir dizi soruyu yanıtlamalarını ister.

Diğer çeşitli görevlerin yanı sıra, duygusal durumları hakkında sorular sorar, kısa bir hikaye anlatmalarını, bir hikaye dinlemelerini ve bunları tekrarlamalarını ister. Ayrıca bu uygulamada, çeşitli komutlar verilerek, ekrana dokunarak yapacakları bazı testler bulunur.

Colorado Üniversitesi’nde Bilgisayar bilimleri mezunu bir grup öğrenci, Chelsea Chandler ile araştırmaları sonucu; bu uygulamadaki konuşma örneklerini değerlendiren, onları toplumda yer alan önceki örneklerle karşılaştıran ve hastanın zihinsel durumunu değerlendiren bir yapay zeka sistemi geliştirdiler.

Bu ekip Noveç’te yakın zamanda yapılan yeni bir çalışmada; klinik çalışanlarından, 225 katılımcının konuşma örneklerini dinlemelerini ve değerlendirmelerini istedi. Katılımcıların yarısının önemli psikiyatrik sorunları vardı; diğer yarısı ise sağlıklı gönüllülerden oluşuyordu. Daha sonra bu sonuçları geliştirdikleri yapay zeka sisteminin sonuçları ile karşılaştırdılar.

Foltz, “Yapay zeka sistemindeki örneklerin kliniklerdeki gibi doğru sonuçlar verebileceğini gördük” diyor.

Folz ve meslektaşlarının hayali, bir gün, psikiyatri için geliştirdikleri yapay zeka sistemlerinin, terapiye gelen hastalara terapistin yanısıra, ek bilgiler sunması ve aynı zamanda ciddi zihinsel rahatsızlığı olanlar için uzaktan izleme sistemi ile destek olması.

Uygulama; endişe verici, değişik bir durum tespit ettiğinde, hastanın doktoruna giden mesajla, doktorun hastayla bağlantı kurmasını sağlıyor.

Foltz, hastaların sık sık, eğitimli profesyoneller tarafından hassas bir şekilde yapılan klinik görüşmelerle takip edilmesi gerektiğini, böylelikle ani ve beklenmedik durumların azalacağını belirtiyor. Ancak bunun için yeterli personelin olmadığını da belirtiyor.

Foltz daha önce, şu sıralar yaygın olarak kullanılan yapay zeka bazlı ‘rapor değerlendirme teknolojisinin’ geliştirilmesine ve ticarileştirilmesine yardımcı olmuştu.

Araştırmacılar, yapay zeka teknolojisinin psikiyatri alanında genel olarak klinik uygulamaya sokulmasından önce, etkinliğini kanıtlamak ve toplumun güvenini kazanmak için, daha verimli çalışmalar yapmak üzere harekete geçme çağrısı yapıyorlar.

Tıpta, nihai karar verici olacak yapay zeka modelleri aramak yerine, insanlardan farklı olarak yaptıkları destekleyici alanlardan da yararlanmalıyız.



 

Kaynaklar:

www.neurosciencenews.com

www.mdedge.com


Hakkımızda

Bilimya sitesi, İbni Sina Sağlık Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş bir popüler bilim sitesidir. Sitemizde paylaşılmış tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki hiçbir yazı kaynak belirtmeksizin başka bir platformda paylaşılamaz.



Bizi Takip Edin


@2020 Tüm Hakları Gizlidir.